Haber

Özgür Özel: Depreme dayanıklı şehirler yaratmalıyız (3)

İMAMOĞLU: UNUTULDUĞUNU HİSSEDERKEN HEPİMİZ UTANMALIYIZ

Hatay Kırıkhan’da depremde hasar gören ve yeniden yapımı Büyükşehir Belediyesi tarafından üstlenilen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin temel atma törenine CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş katıldı. İBB iştiraki KİPTAŞ. İBB çalışanlarının katkısıyla finanse edilen okulun adının ‘İBB Emekçiler Lisesi’ olacağı açıklandı.

Ekrem İmamoğlu burada yaptığı konuşmada, “6 Şubat ülkemizin belki de en acı günlerinden biri, unutulmaması gereken bir gün. Deprem bölgesindeki bir vatandaşımız bile unutulmuş hissediyorsa bu durum hepimizi rahatsız etmelidir.” millet olarak utanmalıyız. hepimizin kalbi kırık. bugün buraya geliyoruz. 1 yıl sonra görüyoruz ki halkımızın deprem anında acısını hala derinden yaşıyor. hissetmeye çalışıyoruz. Unutulduğunu, devletin olması gerektiği gibi yanlarında olmadığını hisseden vatandaşlarımız var, bu en çok Hatay’da 6 Şubat’tan bu yana bu çığlığı dile getiren vatandaşlarımız var. anlatmaya çalışıyorum. Dolayısıyla buna kulak vermemek, başka yorumlar yapmak hiçbir kamu yöneticisine ya da hiç kimseye yakışmaz. Bizler başımızı eğmesi, düşünmesi, sorgulaması ve o sorumlu koltuklara oturması gereken insanlarız. 6 Şubat’tan itibaren en çok öne çıkanlar şunlar: Biz bu ülkenin siyasetçisi ve yöneticisiyiz ve siyasetin anlamını gerçekten anlamamız, doğruyu tanımlamamız gerekiyor. Vatandaşlarımızı anlamak yerine soru sormak, sorgulamak hiçbir yöneticinin görevi değildir. Siyasetin amacı hiçbir ayrım gözetmeksizin herkesin sağlığını, güvenliğini ve memnuniyetini sağlamaktır. Siyaset depremde kimsenin ölmemesi için yapmamız gereken bir görevdir. Siyaset siyasi rakipleri yenmek değildir. Vatandaşların yaşadığı sıkıntıların aşılması için yapılması gereken bir görevdir. İBB olarak AFAD tarafından deprem sabahı Hatay’a yardım etmekle görevlendirildiğimiz günden bu yana 16 milyon İstanbullumuzun vicdanını ve adaletini korumak, onlar adına sorumluluğumuzu yerine getirmek için elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz. Yaraların iyileşmesi için elimizden geleni yapmaya çalıştık. Biz hiçbir zaman bir kişi ya da parti adına yapmadık ve öyle de tanımlamıyoruz. Bunu vatandaşlarımız ve hemşerilerimiz, kalbi Hatay halkıyla atan 16 milyon İstanbullu ve tüm depremzedeler adına yaptık. 90 bin İBB çalışanımızın sevgisini, dostluğunu ve dayanışmasını Hatay halkına aktarmak için geldik. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yönlendirmeleriyle Kırıkhan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni İBB olarak katılımımızın katkılarıyla yeniden inşa ediyoruz. Burada gençlerimiz inançla, memnuniyetle, umutla geleceğe hazırlanacak. Okulu en kısa sürede bitireceğiz. “Gazi Anadolu Lisesi’nin inşaatını üstlendiğimizi ve inşaatını bitirmek üzere olduğumuzu belirtmek isterim” dedi.

ÖZGÜR ÖZEL: SİYASET ÖNCELİKLERİ BELİRLEME İŞİDİR

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 6 Şubat’ın Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük acılarından biri olduğunu belirterek, “50 bin 783 canımızı kaybettik. Bütün Türkiye’nin seferber olduğu bir süreçti. Geldiğimiz gibi. Bir yıl önce buradaydık, bugün de buradayız.” 27. dönem milletvekillerimize ilk mesajımız ‘Bulabildiğiniz ilk araçla deprem bölgesine gidin’ oldu. Yoldayken illere dağıttık. Burada emeği geçen tüm milletvekillerimize teşekkür ediyorum. 28. dönem milletvekillerimizin tamamı yine deprem bölgesinde. 81 ildeki CHP teşkilatlarına saygı duruşu. Bu süreçte ilk günden itibaren bu sorunu siyasetin gündemine taşıyarak istismar etmekten kaçındık. Elbette depremde yaşanan can kayıpları olağanüstü derecede siyasi ve politiktir. Siyaset öncelikleri belirleme işidir. Önceliğinizi bir şehrin kârını aktarmak için mi yoksa o şehri afetlere karşı dayanıklı kılmak için mi kullanırsınız? Ancak günlük siyasette, hayatlarımız enkaz altındayken, hâlâ her yerde umut varken, arama kurtarma çalışmaları devam ederken biz bunu sıcak siyasetin bir modülü haline getirmek istemedik. Son derece dikkatli bir dil kullandık. Ancak depremden 2 gün sonra, 8 Şubat’ta ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı, ‘Kimse endişelenmesin, deprem konutu ihtiyacı 600 binin üzerinde, 1 yıl içinde hepsini herkese teslim edeceğiz’ dedi. ‘Bu devletin sözüne güvenin’ diyerek, devletin gücünü olduğundan farklı göstererek, 1 yıl sonra tutamayacağı sözler vererek, devlet gücünü bir siyasi partinin çıkarlarına dönüştürmeye çalışıyor, aslında muhalefet partileri depremi siyaset aracı olarak kullanmıyorken, onun ilk gün niyeti neydi? Dikkatlice gösterdi. Hatta o güne baktığımızda ‘Ülkeyi nasıl bir hükümet yönetiyordu?’ diye merak ediyoruz. Bunu söylediğimizde Cumhuriyet tarihinde kimseye kolay kolay verilmeyen bir yetkiyi yönetiyordu. 21 yıldır iktidardaydı, Meclis’te çoğunluğa sahiptiler, yürütmenin her kademesinde yer alıyorlardı, kadrolarını tamamlamışlardı, 1999’daki büyük depreme en sert eleştiri ise depremin 3’üncü gününde oldu. ‘Hala çadır yok’ diyerek depremin sorumlusu sanki siyasi iktidarmış gibi gösteriliyor. Acımasız eleştiriler yaparak iktidara geldiler. Cumhuriyet tarihi boyunca Cumhuriyet hükümetlerinin 79 yılda topladığı toplam verginin 4 katı, yani 3 trilyon dolar topladılar. Ayrıca bir önceki deprem için çıkarılan ve artık ‘Deprem Vergisi’ olarak bildiğimiz ‘Özel Bağlantı Vergisi’ denilen vergiyle de 40 milyar dolar deprem vergisi topladılar. 21 yıldır iktidardaydılar ve ellerinde depreme hazırlık yapamayacak kadar inanılmaz kaynaklar vardı. Ancak işe gömleğin ilk düğmesini yanlış ilikleyerek başladılar. Kaynaklarını depreme dayanıklı şehirler yaratmak için gerçek bir kentsel dönüşüme harcamak yerine başka yere harcadılar ve 8 kez imar affı çıkardılar. “Çıkardıkları inşaat aflarından aldıkları 26 milyar lirayla övündüler ama o parayı depreme bile harcamadıkları kurulan komitelerin raporlarında açıkça ortaya çıktı” dedi.

‘BÜTÜN BELEDİYELER YOLLARDA’

Depremin ilk 3 gününün büyük koordinasyon eksikliğine, paniğe ve görev ihmaline yol açabilecek yanlış kararların alındığı günler olduğunu belirten Özel, “Bütün belediyeler yollara döküldü, koştu. Kamyonlar ve vinçler bekletildi. Şehirlerin girişlerinde ‘Ah, devlet yapamaz ama belediyeler yapabilir mi?’ diye bir şey olmasın. Yapılabilecekler birkaç gün ertelendi. İlk akla gelen, Türkiye’nin en organize kurumu olan Silahlı Kuvvetler’dir. Alarm verildiğinde tam donanımlı ve dakikalar içinde birlikten ayrılmaya hazır hale gelmiştir. Silahlı Kuvvetler tam 3 gün yoktu, sonra öğreniyoruz ki, “Orduyu çıkarın dediklerinde çıkarmak kolay, geri koymak zordur.” diye paranoyayla biri diyordu. Bu büyük bir deprem, toplumsal olayların yaşanacağı, ordunun yönetimi ele geçireceği, iktidarın kaybedileceği ve bu ülkeyi bu müdahale imkanından mahrum bırakan bir hükümetin korkunç bir paranoyasıyla karşı karşıyaydık. En değerli 72 saat boyunca, sonra yavaş yavaş koordinasyon eksikliği oluşmaya başladı, sivil toplumun yavaş yavaş soruna el atmasını, belediyelerin yükünü buraya yüklemesini, o büyük çabanın devamını hep birlikte izledik, ama yıl dönümü olduğu için hep birlikte izledik. Bunu hatırlamayı unutmamalıyız. Çadır yüzünden insanlar perişan durumdaydı, çadır yoktu ama sonradan öğrendik ki Kızılay o zamanlar çadır satıyordu. Öyle bir süreç yaşadık ki, herkes yardım beklerken depremzedelerin telefonlarına IBAN bile gönderip ‘Buraya para gönderin, depremzedelere yardım edelim’ diyorlardı. Elbette gün gelecek ve dayanışma örgütlenecekti. Dayanışmayı örgütlemenin önemine inanan bir siyasi bakış açısından geliyoruz. Ama çok zamansız, çok kibirli bir şekilde duyguları hiçe sayıp işini yapmak yerine algıyı yönetmeye çalışan insanlar yaşadık. Unutmayın 100 yılın felaket filmi yanlışlıkla erken vizyona girdi. Yani bazıları ‘Olanlar karşısında çaresizliğimizi görmeyin’, ‘Canımızı enkaz altından çıkaralım’ diyerek bu olguyla uğraşırken, bazıları da algıyla uğraşıyordu. Sayın Beyefendi’ye, bu depremin ne kadar büyük bir deprem olduğuna dair farkındalığı ne kadar erken yayarsak, siyasi maliyetinin de o kadar az olacağını tavsiye ettiler. Asrın Felaketi Deprem filmini zaten depremin 4-5’inci gününde çekmişlerdi. Sonra bütün siyaseti bunun üzerine kurdular. 650 bin konut sözü verdiler. 15 Mart geldiğinde ‘1 yıl sonunda 319 bin vereceğim’ dedi. Bugün itibarıyla 1 yıl geçti ve 18 bin 19 konut satıldı. Bugün sağlanan konut sayısı toplam ihtiyacın yüzde 2,7’sini oluşturuyor. 2 ayda 75 bin konut teslim etme sözü doğru olsa bile ihtiyaç sahibi konutların yalnızca yüzde 5,6’sını teslim etmiş olacak. “Yani devletin vaadine rağmen 100 depremzededen 95’i bu ülkede ya konteynerlerde ya da çadırlarda” dedi.

‘BANA OY VERMEDİĞİNİZ İÇİN SİZE HİZMET ETMEDİM’ DEMİŞTİ

Asbeste bağlı salgın hastalık, kanser riski, uyuz, bit ve solunum yolu hastalıkları riskinin devam ettiğini belirten Özel, şöyle konuştu:

“Kayıp çocuklar var, kayıp depremzedeler var. Hala sevdiklerinin mezarlarını, cenazelerini bulamayan depremzedeler var. Öte yandan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde Hatay’da söylediği sözler aslında tam da bu. Muhtemelen bir çocuk ‘kral çıplak’ dediğinde ve görüldüğünde bunu hepimiz biliyoruz.” Hükümdarın önümüze çıplak olarak çıktığı ve kendini ortaya çıkardığı bir görünüm var. Kral diyor ki, ‘Merkezi hükümet, sarayım ve yerel yönetim, onun gözündeki feodallik ve gönderdiği uçbaşı uyum içinde olmazsa hizmet gelmez.’ ‘Gelmedi, üzüldün’ diyor. ‘Bana o söyledi. “Siz oy vermediniz diye size hizmet etmedim, oy vermezseniz bir daha yapmam” diyerek, dünya siyasi tarihinin en utanç verici şantajını milletimizin kalbine ve vicdanına havale ediyorum, yazıklar olsun. . Samandağ’da örneğin CHP’nin Yenişehir Belediyesi ile AK Parti’nin Uşak Belediyesi ile yan yana çalıştığımız ortaya çıktı. Omuz omuza çalışıyorlardı. Hiçbirimiz o çalışanların hiçbirini başka bir partinin belediyesi olarak görmedik. O gün Uşak Belediye Başkanını arayıp teşekkür ve tebrik ettim. Bugün Uşak Belediye Başkanını aradım ve ‘Sayın’ dedim. Sayın Başkan, bir yıl önce tanışmıştık, sesinizi duyayım.’ Uşak’ta eski milletvekili arkadaşımız Özkan Yalım, Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın ile yarışıyor. Uşak’ta gidip oy isteyeceğiz ama burada yaptığı hizmete neden gölge düşürsün? “Bunu söyleyenin kalbinde kalp yoktur, içinde taş vardır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu